Bugün size benim için çok özel olan bir diziden bahsetmek istiyorum. Kaç kere baştan sona izlediğimi hatırlamıyorum bile. Her hafta mutlaka 3 ya da 4 bölüm izlerim hatta. Benim için güzel bir bağımlılık😊.Yazıyı yazmamdaki amaç ise eğer daha önce izlemediyseniz sizi izlemeye ve benim kadar sevmeye teşvik etmek. Bu yazıda hikayeyi ve tüm karakterlerin analizini benim gözümden bulabileceksiniz. Şimdiden keyifli okumalar 💜
Dipnot: Eklemek istedikleriniz veya yazıyı beğenip beğenmediğiniz ile ilgili görüşlerinizi, önerilerinizi yorumlara veya mail yolu ile bekliyorum.
Öncelikle hikayesinden bahsedelim biraz. Vahit ve Zeliha birbirine büyük bir aşkla bağlı iki karakter. Aşkları uğruna ailelerinin onayı olmadan kaçıp evlenmişler. Bu büyük aşk onların hayattaki en büyük servetleri. Maalesef çocukları olmuyor. Bir şekilde bu durumu kabullendiklerini düşünseler de ikisinin de içinde büyük bir çocuk özlemi var. Vahit bir bakkal dükkanı işletiyor. Bakkalın üstündeki evi kiraya vermeye karar veriyor ve böylece bu güzel hikaye başlıyor. Vahit'in köydeki yeğenleri Recep ve Haydar İstanbul'da üniversite kazanıyorlar ve diğer yeğen Satılmış ile birlikte Vahit emmilerinin yanına geliyorlar. Üçü demin bahsettiğim kiralık evin alt katına yerleşiyorlar. Köyden geldikleri için İstanbul onları baya bir zorluyor. Giyim kuşam, yaşam tarzı, konuşma şekilleri ve daha bir sürü şey onları İstanbul'daki diğer insanlardan farklı kılıyor. Bu sırada İstanbul'a başka şehirden okumaya gelen yalnızca onlar değil. Zeliha yengenin deyimi ile nam-ı değer piliçler. Armağan Bursa'dan, Ayten Ankara'dan, Cansu Antalya'dan, Rüya ise İzmir'den çevre mühendisliği okumak için İstanbul'a geliyorlar. Üniversitede tanışan bu dört arkadaş çok yakın oluyorlar ve ilk sene yurtta kalıyorlar. Yurt hayatının onları zorlaması ile eve çıkmaya karar veriyorlar. İşten tam bu noktada Vahit ile yolları kesişiyor. Kiralık evin üst katını da onlar tutuyorlar .Böylece kızlar ve Vahit'in yeğenleri bir evde buluşuyorlar. Ama hikayenin daha güzel kısmı ilerleyen bölümlerde. Vahit ve Zeliha yeni büyük bir ev alıyorlar ve onun odalarını da kiraya vermeye karar veriyorlar. Tabi ki ilk tercihleri çok sevdikleri eski kiracıları oluyor. Böylelikle hep beraber yaşamaya başlıyorlar. Güldüren, düşündüren, duygulandıran ve daha yazmadığım bir sürü duyguyu yaşatacak olaylar bu buluşmayla başlıyor.
Gelelim birbirinden oldukça farklı karakterlerin iç dünyasına bakmaya.
Vahit emmi ve Zeliha yenge ile başlayalım bence.

Vahit karakteri dışarıdan sert görünüp içi pamuk kadar yumuşacık bir karakter. Onu sinirlendirmek çok kolaydır ama sakinleşmesi de bir o kadar hızlıdır. Her şeyi en iyi kendinin bildiğini zanneder. Ama Zeliha ve yedi numara halkı onun bu bilmişliği ile nasıl mücadele edeceklerini bulmuşlardır. Vahit emmiyi övüp asıl istedikleri fikirleri kötüleyerek onu gaza getirirler ve sonunda Vahit kendini o fikri kabul ederken bulur. Parayı pek sever ama Zeliha kadar değil. Zeliha'sına asla kıyamaz. Ona sürekli maniler okur. Yeri geldiğinde öyle güzel laflar eder ki işte anlarsın onun ne kadar iyi ve muhteşem bir insan olduğunu. Yeğenlerinin ve diğer ev halkının iyiliğini ister hep. Bu arada birazda oburdur ve asla doymaz. Onu sürekli tıkınırken görebilirsiniz. En son mantı işine girer ve "Ballıoğlu Mantı ve Çiğbörek" dükkanları büyük başarı yakalar. Zeliha ise çok anaç ve sevecen bir karakterdir. Çocuk özlemi içini yakar durur. Kiracılarını çok sever, kızlara piliçler, Vahit'in yeğenlerine ise koçlar demektedir. Hatta öyle ki evdeki kiracıları kendi evladı gibi görür. Her şeyleri ile kendisi bizzat ilgilenir. Yemez yedirir, içmez içirir derler ya işte tam olarak öyle. Onları sürekli korumaya çalışır. Fakat onunda bir kusuru var. Biraz fazla vesvese yapar. Başlarına gelen olayların kötü yönleri fazla büyütür ve çok panikler. Vahit'i bu hayattaki her şeyden çok sever. Ona hepimizin imreneceği kadar büyük ve muhteşem bir aşkla bağlıdır. Vahit'e hayatının her alanında yardımcı olur hatta mantıcı dükkanında Vahit'e yardım eder. Arada bu ikili tartışsalar da gün sonunda aşkları galip gelir ve her zorluğu yenerler. Umarım hepimiz bir gün Vahit ve Zeliha'ın aşkı kadar büyük ve güzel bir aşk yaşarız. Kim bilir belki siz o kişiyi bulmuşsunuzdur bile...Şimdi de Zeliha yengenin değimiyle koçlarla devam edelim yazımıza.
Recep Ballıoğlu. Sırtını Aksaray'a verip İstanbul'daki her adresi kolaylıkla bulabiliyor. Çok temiz kalpli ve çok vicdanlı bir karakter. Emmioğlu Haydar'ı kardeşinden ayrı tutmaz. Sevdiklerinin iyiliğini ister hep. Ama tabi ki onunda eksi yanları var. En büyük eksi yanı ise cimriliği. Her şeye müsriflik gözüyle bakar. Nerde ne ucuza bulursa onu almaya çalışır hatta ucuzcu market diye İstanbul'un en ücra köşelerine bile gider. Zaman zaman kişilik karmaşası yaşar ve köyden geldiği için büyük şehre ayak uydurmakta zorlanır. Başlarda çok istemese Meryem karakteri ile nişanlanmak zorunda kalır. Zaman geçtikçe Meryem'i çok sever ve kendisine çok uygun bir eş olduğunu daha iyi kavrar. Hatta size bir bilgi vereyim gerçek hayatta da Meryem karakterini canlandıran oyuncu ile evlenmiştir. Saz çalmayı ve türkü söylemeyi çok sever. Onunla ilgili en komik yanlardan biri de okuduğu okulun ismini söylemekte çok zorlanmasıdır.
Haydar Ballıoğlu. Çok derin bir karakter. Haydar da aynı Recep gibi çok iyi ve vicdanlı bir insan. Aynı zamanda bir matematik dahisi. Üniversitenin ilk senesinde asistan olmayı başarır. Lisedeki Matematik hocası sayesinde yeteneğini keşfetmiş ve onu ilerletme şansı bulmuştur. Bu kadar dahi olmasının yanında çok da saftır. İkisini aynı bünyede barındıran nadir insanlardan. Çok duygusal ve derin bir karakter. Öyle güzel hikayeleri, öyle güzel lafları vardır ki o replikleri insanın yüreğine dokunur, kolay kolay unutamazsınız. Kiracı kızlardan Armağan'a ilk gördüğü andan itibaren aşıktır. Çok farklı hayatlardan gelmiş olsalar bile ikisinin arasında çok özel ve güzel bir bağ vardır. Onların aşkı beni çok etkileyen türden. Zaman zaman bu bağ çeşitli sınavlardan geçse de sonunda her şey bir şekilde yoluna girmiştir.

Sabit Ballıoğlu. Diziye ilerleyen bölümlerde dahil olsada kısa süre hikayenin güzel bir parçası haline gelir. Sabit, Recep'in abisidir. Babası sabitin köydeki işlerinin başında kalmasını ister ama o dizide karşımıza hep ünlü bir oyuncu olma sevdasıyla yanıp tutuşan bir karakter olarak çıkar. Bu yüzden babasının haberi olmadan İstanbul'a Vahit emmisinin yanına kaçar. O da kardeşi ve emmioğlu gibi çok iyi ve vicdanlı bir insandır. Köyde Yeliz adında bir kıza aşık olur fakat Yeliz'in ailesi kızını Sabit' e vermek istemez ve Yeliz'i başka biri ile evlendirir. Bu durum Sabit'in ruh dünyasını derinden etkiler ve köyde durmak istemez. Kendisini çok başarılı bir "erkek aktör" olarak tanımlar. Hatta ismini soranlara "Tarık Arkun " der. Dizinin ilerleyen bölümlerinde ise kendisi gibi köyden gelip oyuncu olma hayaliyle yanıp tutuşan Seher ile tanışır. Zamanla bu ikili birbirine aşık olur ve evlenerek Sabit'in köyüne yerleşirler.

Satılmış karakteri ise dizinin başında bir kaç bölüm oynamıştır. O da Haydar ve Recep'in emmioğludur. O üniversite kazanmamıştır ama yine de emmioğulları ile İstanbul'a gelmek ister. İyi yönleri olsada çok üç kağıtçı bir karakterdir. Vahit emmisinin zoruyla Meryem ile nişanlanır fakat bu durumdan hiç mutlu değildir. Bir hazine haritası bulduğunu söyler ve onu aramaya gider. Gittiği yerde de dizinin ana karakterlerinden biri olan Asiye karakterini evlilik vaadi ile kandırıp kaçar ve Asiye de onun peşine İstabul'a gelir. Satılmış ise yine kaçıp bir yerlere gitmiştir ve hikayeden böylece ayrılır. Satılmış'ın yaptığı en güzel şey bence Asiye'yi hikayeye dahil etmesidir ve Asiye yedi numaranın bir parçası olarak finale kadar devam eder.
Ve gelelim evin güzel kızlarına;
Armağan Erdem. Armağan Bursa'da doğup büyümüştür. Anne ve babası o çok küçükken vefat eder. İki abisi vardır ve Armağan'a onlar bakmaktadır ama kendi aileleri de olunca Armağan'a biraz yük muamelesi yaparlar. Bu durumu Armağan fark etmekte ve en kısa zamanda okulunu bitirip kendi ayakları üstünde durmak istemektedir. Çok kuralcı bir insandır. Her şeyi kurallara göre yönetir ve bilmiş tarafı da vardır biraz. Bu durum bazen çevresini çileden çıkarsada Armağan'ın çok iyi yürekli biri olduğunu bildikleri için alttan alırlar. Anne sevgisinden mahrum kaldığı için anaç tarafı çok gelişmiştir ve diğer arkadaşları her üzüldüklerinde kendilerini Armağan'ın yanında bulurlar. Armağan duygularını çok belli edemez. Haydar ile aralarındaki güzel bağ dizi boyunca beni çok etkilemiştir.
Cansu Güney. Antalya'dan okumak için İstanbul'a gelmiştir. İyi kalpli ve arkadaşlarını çok sevmektedir. Ama aşırı bir şakacı yanı vardır ve herkese şaka yapar. Bu şakalara çoğu zaman gülünsede bazı durumlarda arkadaşları ile arasında ciddi problemler meydana gelmektedir. Çocukken beraber büyüdüğü Mustafa abisine aşıktır hatta bir dönem birlikte olurlar fakat sonunda çok büyük üzüntü yaşar. Dizinin ilerleyen bölümlerinde Recep'in lise arkadaşı Yusuf Güdük ona aşık olur ve nişanlanırlar.
Rüya Uslu. İzmir'den çevre mühendisliği okumaya gelmiştir. Grubun en sulu gözüdür. Her şeyden korkar ve bunalıma girip ağlaması ile ünlüdür. İçinde diğerlerinden çok daha fazla romantik bir taraf vardır. Hayal aleminde yaşamayı çok sever. Ünlülere aşık olur ve sürekli eski Türk filmleri izleyip ağlamayı sever. Özellikle Cansu'nun şakaları Rüya için sıkıntılı süreçler oluşturmaktadır. Doktor Deniz ile bir aşk yaşar fakat sonu pek iyi bitmez. İlerleyen bölümlerde hayatının aşkı Evren ile karşılarız ve resmen kayıp parçasını bulmuş gibi hisseder.
Ayten Mutlugil. Ankara'dan hikayeye katılan Ayten'in ailesi çok varlıklı ve asildir. Kızlarını da bu yüzden biraz bencil ve şımarık yetiştirmişlerdir ama yine de çok iyi bir insandır ve arkadaşlarını çok sever. Makyaj, cilt bakımı ve giyim kuşam konularında her daim özenli, bakımlı ve şıktır. Ayten dizinin en şıpsevdi karakteridir aynı zamanda. Her bölüm birine aşık olur. Haydar'ın askerlik arkadaşı olan Mustafa'ya karşı yoğun hisler beslese de beklediği karşılığı alamaz. Temizlik ve yemek işlerinden hiç anlamadığı için bu konularda sürekli sıkıntı yaşar.
Gelelim dizinin diğer ana karakterline;
Asiye tam bir karadeniz kadınıdır. Elinden her iş gelir. Çok cesur ve beceriklidir aynı zamanda. Problemleri öyle güzel yollar ile çözer ki hayran kalırsınız zekasına. Asiye'nin kocası ölmüştür ve Asiye 5 çocuğu ile ortada kalmıştır. Kocasının ailesi çocukları almıştır ve Asiye'ye göstermek istemezler. Satılmış Asiye'yi evlenme vaadi ile kandırır ve Asiye onun peşine İstanbul'a gelir. Böylece yedi numaranın bir parçası haline gelir. Herkes onu çok sever. Zeliha'nın yeğeni Berat ile evlenir ve sonunda gerçekten mutlu olur. Hatta çok tatlı bir çocuk sahibi olurlar ilerde.

Berat, Zeliha'ın yeğenidir. Zeliha ona cücüğüm demektedir. Diziye ilk girdiğinde Berat çok kurnaz bir insandır. Sürekli insanları kandırır ve her şeyi kendi çıkarına uygun olacak hale getirir. Hatta Cansu ona "Lamba Cini" demektedir. Ancak dizinin başlarında bir kaza geçirir ve elektrik çarpar onu. Bu yüzden neredeyse %85 kişiliği değişir. Çok daha iyi, artık başlarını da umursayan ve yedi numara için elinden gelen her şeyi yapar. Asiye'ye aşık olmuştur ve bir şekilde onu ikna edip evlenirler.
Meryem dizinin en tatlı karakterlerinden biri. Çok ama çok fazla saftır. Kelimeleri asla doğru söylemez ve her şeyi birbirine karıştırır. Başlangıçta Satılmış ile nişanlamıştır fakat Satılmış onu da bırakıp gider. Bu yüzden Vahit emmisi onu Recep ile nişanlar. Recep'i çok sevmektedir. Mantıcıda Vahit, Zeliha ve Asiye'ye yardım eder.
Ve karşınızda Yusuf Güdük. Diziye çok sonra katılır ama herkese kendini çok sevdiren bir karakter olur. Recep'in lise arkadaşıdır. O da Cansu gibi çok espirili ve gülmeyi çok sever. Taşradan geldiği halde aşırı derece özgüvenli bir karakterdi ve Recep gibi fazlasıyla cimridir.
Şimdi birazda diziye girip çıkan karakterlere bakalım;
Doktor Deniz. Rüya'nın sevgilisidir. İyi bir insan fakat çok fazla kötü espirileri vardır. Sürekli "şey" deyip durur. Annesinden çok korkar ve bu yaşına rağmen hala annesi ne derse onu yapar.
Mustafa Abi. Cansu'nun Antalya'dan çocukluk arkadaşıdır. Cansu ile bir dönem sevgili olurlar fakat sonunda Cansu'yu aldatır ve bu yüzden ayrılırlar.
Evren. Rüya'nın hayallerindeki sevgilisi. Birbirleri için yaratılmışlar resmen. İkiside romantik ve oldukça duygusallar. Evren ve arkadaşı Kunter birlikte reklam ajansı işletirler.
Kunter diziye Ayten'in sevgilisi olarak girmektedir. Evren ile iş ortaklığı yapmaktadır. Kendisini aşırı zengin ve havalı gösterir. Ama aynı Ayten gibi şıpsevdi bir karakterdir. İlişkileri çok uzun sürmez.
Rezzan Hoca, Haydar'ın üniversitede ki hocasıdır. Haydar çok zeki olduğu için ondan etkilenmiştir ve onu asistanı yapmaya karar verir ve onun kariyeri için elinden gelen her şeyi yapar.
İclal, Rezzan hocanın sağır ve dilsiz kızıdır. Haydar'a aşık olmuştur ama sonunda o meşhur gündoğdu hikayesi ile Haydar'ın Armağan'a çok aşık olduğunu anlar ve bu aşktan vazgeçer.(Merak edenler ve tekrar izlemek isteyenler için 73. bölüm)
Haydar'ın askerlik arkadaşı Mustafa. Haydar'ı çok sever fakat Armağan'ı görür görmez aşık olur. Aşkına karşılık bulamaz ve bu durum Haydar ile aralarında problemlere neden olur.
Seher köyden meşhur olmak için İstanbul'a gelmiştir. Tesadüfen yolları Sabit ile kesişir. Zaman geçtikçe ünlü olmanın çok kolay olmadığını fark eder ve bu isteğinden vazgeçer. Sabit ile mutlu olmaya karar verir.
Yeliz. Sabit'in köydeki aşkıdır ve babası tarafından sevmediği biri ile evlendirilir. Zorluk çeker ve bir şekilde Sabit ile karşılaşır ama daha sonra kocası ile evliliğine devam eder.
Zeliha'nın ablası Berat'ın annesi Züleyha. Vahit ve Zeliha'ya evi almaları için para vermiştir ve sürekli bunu başlarına katar. Hatta Asiye'nin daha önce evli olması sebebiyle sürekli laf sokar ve Asiye'yi üzer. Meşhur repliği "Değil mi Zeliha" ile akıllarda kalır.
Şimdi de sizlere biraz mutlaka izlemeniz gereken bölümlerden bahsedeceğim 😊
- Armağan ile Haydar'ın aşkını anlatan bölümler:
- 35. Bölüm -----> Ağva Sahneleri
- 54. Bölüm -----> “Ben.. Çok korktum.. Çünkü sen benim bir parçamsın..”
“Sen benim bir parçamsın ne demek Armağan?” - “Bilmiyorum..”
- 71-72-73. Bölümler--> Aşkın tam olarak netlik kazandığı bir çok sahne bu bölümlerde.
Haydar: ben... Seni Seviyorum Armağan!
Armağan: ne?
Haydar: Seni Seviyorum dedim. seni doğduğum, nefes aldığım günden beri, toprağa sıcağı avucladıgından beri, ağacın dibine oturup yaktıgım türkülerden beri seviyorum. hiç görmeden bildiğim, görünce tanıdığımsın. yanımda yokken sen bende varsın, yanımda varken ben sende yok oluyorum. işte söyledim Armağan. iki yıllık sessizliğimin mührünü söküp attım. gerisi sana kalmış.
-Armağan gitmek ister, haydar onu kolundan yakalar-
Haydar: dur, birşey demeden yollamam seni.
Armağan: sana ne diyeyim, bilmiyorum.
Haydar: bana neden kızgın olduğunu söyleyeceksin.
Haydar: söyle Armağan. İclal'i kıskandın değil mi?
Armağan: hayır!
Haydar: kıskandığın için vicdanın seni ayıpladı değil mi?
Armağan: hayır!
Haydar: kendinden sakladığın hayaletler İclal gelince hortlamadı mı?
Armağan: hayııır!.. evet, evet kıskandım, evet kıskandım.
Haydar: niye peki?
Armağan: çünkü sen benimdin, benim parçamdın onun değil.
Haydar: sana son defa soruyorum, bi daha da sormayacağım. "benim bir parçamsın" ne demek Armağan?
-Armağan tekrar gitmek ister, Haydar yine tutar ve soruyu tekrarlar-
Haydar: ne demek Armağan?
Armağan: kabul etmekten deliler gibi korktuğum, kırk kilide vurup sakladığım herşey demek. yitirdiğim çocukluğumdan saklı kalan masumiyet demek. bir türlü yol bulup da yüreğimden dilime gelmeyen o cümle demek. ben de seni seviyorum haydar demek, ben de Seni Seviyorum demek.
- Benim için Eğlenceli Bölümler:
-27. Bölüm (Zeliha ve Ayten dışında herkes kızamık olur. İş ikisine kalınca ortalık karışır Ayten olanlar için çok çalışması lazımdır.)
-36. Bölüm (Ballıoğlu 2 açılır ve Berat ile Vahit işletmecilik konusunda iddiaya girerler. İki grup oluşur ve bir haftada 250 müşteriyi bulan ilk grup kazanacaktır. Vahit kazanmayı garantilemesine rağmen berata jest olsun diye son gün dükkanı açmaz ve Ballıoğlu 2 ye Berat'ı ortak eder.)
-44. Bölüm (Zeliha kızlara genç kızların dilek büyüsünden bahseder büyüye göre bir ceviz acının dalına çaput bağladıktan sonra etrafında üç kere dönerken istediğin adamın özeliklerini söylediğin kişi en kısa zamanda seni bulur. Ancak kızlar büyüyü yaptıktan sonra eksik büyü yapınca Ayten pis, Rüya sapık, Cansu da Yusuf güdüğü çağırmış olur.)
-87. ve 88. Bölümler ( Herkesin eski sevgileri tesadüfen eve gelirler. Ama durumu şimdiki sevgililerine çaktırmamaları gerekmektedir herkese herkesin farklı farklı kişilik olduğunu söyleyince işler birbirine girer.)
-92. Bölüm (Kızlar merakla okula giden Rüya'nın dönmesini beklemektedirler. Rüya gelir ve mutlu haberi verir. Bir de Kısa Film Yarışması afişi getirmiştir. Buna katılacaktır.Tüm ev halkını "tehditle" ikna ederek film çalışmalarına başlanır. "Kader" isminde bir dram filmi çekmektedirler. Film çekilir ve yarışmaya katılır.)
Ve böylece ilk yazımın sonuna geliyorum. Size bu güzel hikayeyi elimden geldiğince uzun ve güzel bir şekilde anlatmaya çalıştım. Eğer daha önce izlemediyseniz bu yazı belki size bir başlangıç noktası oluşturur. Umarım bu yazıdan keyif almışsınızdır. Yeni bir yazıda görüşmek üzere. Sağlıklı ve mutlu kalın 😊
Eğer bu yazıyı beğendiyseniz arkadaşlarınızla da paylaşırsanız çok sevinirim. Blog'u diğer sosyal medya uygulamalarından takip etmek isterseniz ana sayfadaki linklere basmanız yeterli .💛
ASLI
Yedi Numara için hayatımın dizisi diyebilirim. Dört ay önce keşfedip izlemeye başlamıştım. Artık iki üç günde bir izlemeden duramıyorum. Yolda yürürken, yemek yerken, hatta ders çalışırken bile açıyorum; arka planda ses oluyor. O ev o kadar tanıdık geliyor ki bana. Kendi evimden hiçbir farkı yok. Ne zaman üzülsem, moralim bozulsa bir bölüm Yedi Numara izliyorum ve tüm neşem yerine geliyor. Kesinlikle çok farklı bir havası var. Haydar'la Armağan'ın aşkına o kadar imreniyorum ki. Karışımdaki insana duyabileceğim sevgi hakkında ne hayal ettiysem yansımalarını Haydar'la Armağan'da gördüm. Onların aşkı yüreğime tutulmuş bir ayna gibi. Kısacası Yedi Numara benim için ikinci bir aile, en yakın dost.
YanıtlaSilAynı duyguları hisseden insanlarla denk gelmek ne kadar güzel :) Yorum yaptığın ve okuduğun için çok teşekkür ederim. İnanır mısın ben de öyle hissediyorum. Sanki o evde yaşıyormuşum hissi hep içimde. Her karakter birbirinden özel. Armağan ve Haydar aşkı ise günümüzde zor rastlanan türden bir sevda. Umarım bütün iyi insanlar bir gün onların ki muhteşem bir aşka kavuşurlar.
SilYedi Numara için hayatımın dizisi diyebilirim. Dört ay önce keşfedip izlemeye başlamıştım. Artık iki üç günde bir izlemeden duramıyorum. Yolda yürürken, yemek yerken, hatta ders çalışırken bile açıyorum; arka planda ses oluyor. O ev o kadar tanıdık geliyor ki bana. Kendi evimden hiçbir farkı yok. Ne zaman üzülsem, moralim bozulsa bir bölüm Yedi Numara izliyorum ve tüm neşem yerine geliyor. Kesinlikle çok farklı bir havası var. Haydar'la Armağan'ın aşkına o kadar imreniyorum ki. Karışımdaki insana duyabileceğim sevgi hakkında ne hayal ettiysem yansımalarını Haydar'la Armağan'da gördüm. Onların aşkı yüreğime tutulmuş bir ayna gibi. Kısacası Yedi Numara benim için ikinci bir aile, en yakın dost.
YanıtlaSil